Ben, çok sıcak bir günde ve zırhlı bir vaziyette Uhud'a doğru giderken, göğe baktım ve Allah 'a dua ettim. Derken gök kapılarının açıldığını gördüm. Yukarıdan Cebrail bir nur içerisinde bana geldi ve şöyle dedi [...]
Cevşen metninin düzenlenmesi de çok harika görünmektedir. Bu hususta çok incelikler sözkonusudur. Cevşen'in, ehl-i beyt tarikiyle bize ulaştırılan fazileti o kadar fazladır ki bazı kimseler bu rivayetlere bir mübalağa karıştırıldığını zannetmiş ve o günkü siyasi yapının da etkisiyle Sünni kesim bu rivayetlere karşı biraz çekingen davranmıştır.
Cevşenu’l-Kebir [Büyük Cevşen] olarak meşhur olan bu duanın benzer adını taşıyan ve Cevşenu’s-Sağîr [Küçük Cevşen] olarak bilinen diğer bir dua, özellikle Şiî kaynaklarında sözkonusu ise de Cevşen duasıyla hiçbir benzer tarafı yoktur. Ben bizzat bu iki metni karşılaştırma imkânını buldum. Öyle anlaşılıyor ki Cevşen ismi bu ikinci dua için sahibi tarafından ‘küçük’ sözcüğü eklenerek teberrüken kullanılmıştır. Bu sebepledir ki Cevşen denilince yalnız Cevşenu’l-Kebîr akla gelir.