İSA VE ŞARAP


İsa suyu şaraba çevirdi. [Yuhanna]

Deccal bir şarap içer, eli delinir, helak olur. İsa ise şarap içer, ebediyeti kazanır. [Muhammed as.] 



Kutsal metinler, günlük hayattan, düz ifadelerden [everyday conversation] ziyade metafizik, evrensel ve gaybî durumları, gerçekleri, kodları dile getirirler. Hz. İsa’nın bu tarihi mucizesini teslim etmekle beraber, esasen burada kastedilen başka manalar var ve açmak gerekiyor:


İsa suyu şaraba çevirdi.           [Yuhanna 2. Bap] 
Satyr, şarap yapımı için ezilmiş üzümleri işliyor. 
terra cotta rölyef (kabartma) 
Hz.İsa’nın bu tarihi mucizesini teslim etmekle beraber, esasen burada kastedilen başka manalar var ve açmak gerekiyor:

1/ Su, feyiz ve bereket anlamına gelir. Bu hakikat ise İncil’in standardına göre sonsuz bir aşka, heyecana ve coşkuya dönüşür. Evet, su feyiz ve bereket manasına geldiği gibi şarap da aşk ve coşkunluk manasına gelir.

2/ Su, aynı zamanda ilim anlamına da gelir. Ve yine İncil’deki 'ilim', marifet, tevhid, birlik ve sonsuzluk şeklinde tecelli eder ki, bu mana şarabın coşkunluğu ile ifade edilir.

Üstad Bediüzzaman [Said Nursi], bu manayı şöyle ifade etmiştir:

Kelam-ı âli [üstün söz], ilim denilen çömleklerde pişirilen, anlayış [fehm] ve felsefe denilen büyük küplerde duran, anlama süzgeci ile süzülen, hayat suyu [melekût, diri su] gibi bir manayı sunan, tepeden tırnağa insanı etkileyen, edib [edebiyatçı] denilen sakîler tarafından sunulan bir şaraptır.

3/ İsa bir kadından su istedi, bu bahane ile onu ebediyen diriltecek bir suyu [iman ve ilmi] ona verdi. Şakirtler ise İsa’nın bir kadınla konuştuğuna şaşırdılar. [Yuhanna, 4. bap]

Hz.İsa, bundan sonra ben bu asma suyunu sadece ahirette içeceğim, dedi. [Matta]

Yeni şarabı eski tulumlara koyarsanız, hem şarap gider, hem tulum. [Yani din mutlaka yenilenmeli, yoksa din de gider, şekil ve şemail de gider.]

Deccal bir şarap içer, eli delinir, helak olur. İsa ise şarap içer, ebediyeti kazanır.  [Hz.Muhammed as.–Hadis–i şerîf ]

Deccal yenilik getirir, anarşizme varır, öyle ki hiçbir kanun insanları zapt edemez olur. İsa da yenilik getirir, kanuna gerek kalmayacak kadar, insanları melek gibi yapar. [Said Nursi, Şualar, 5. Şua.]

İnsan sadece ekmekle yaşamaz. Belki gerçek bir şekilde içtenlikle ve ruhtan Allah’ın iradesine bağlılıkla yaşar. [Yuhanna/4]

Sembol olarak 'ekmek', insan bedeni ve kilise duvarı gibi maddi şeylerdir. 'Şarap' ise aşk, ruh ve öz sembolüdür.

Söz şaraptan açılmışken biraz da 'et' ten söz etmek gerekir. Çünkü ekmek ve şarap; et ve kan kardeştirler.

Resullerin İşleri bap 15/19–29’da haram etlerle ilgili şu ayetler zikredilir: “Puta kesilen kurban, boğulmuş leş, kan ve zina haramdır.”

Burada dikkat etmemiz gereken iki önemli nokta vardır:

1/ Tevrat’ta ve Kur’an’da geçtiği halde domuz etinin haramlığı söz konusu edilmemiştir. Çünkü 'Resullerin İşleri' kitabından anlaşılan o günkü havariler, her gün bir memlekette, hapiste işkence altında ve ancak ölmeyecek kadar gıda bulabiliyorlardı. Evet, Kur’an’da da zikredildiği gibi bu şartlardaki insanlar için, ölmeyecek kadar yeme hakkı var. Fakat yerleşik düzene geçilip zengin bir durum elde edilince yani Yahudileşince artık onlara da domuz eti haram olmuş olur. Tarihte Kilise bu iki farklı durumu ayırt edememiştir. Ayrıca ağza giren değil ağızdan çıkanın insanı kirletmesi konusu, aslında neyin kasdedildiği, neyin nehy edildiği, neyin emr edildiği kelam, dil ve tefsire aşina her akîl kişiye açık iken özellikle Batı kiliseleri tarafından son derece lâfzî ve düz, primitif bir mantıkla algılanmıştır. [Tefsir ya da anlaşılmak fiilini burada kullanamıyoruz bile…]

2/ Haram etler içinde zinayı saymak ilk anda yanlış ve yersiz gibi gözüküyor. Fakat zina eden kişi adeta karşı tarafın etini yemiş oluyor. Zaten rüya âleminde ve sembol dünyasında 'yemek', evlilik ve cinsellik anlamına gelir.

Kutsal metinler, günlük hayattan, düz ifadelerden [everyday conversation] ziyade metafizik, evrensel ve gaybî durumları, gerçekleri, kodları dile getirirler. Bu açıdan bakıldığında zikredilen ayetler şu anlama gelir:

Siz kişisel hayatınız için; puta kesilmekle manen murdar olmuş kurban, kan ve leşten başka her şeyi yiyebilirsiniz. Ve türünüzün devamı için evlenebilirsiniz. Fakat zina etmeyiniz. Çünkü zina, gayb âleminde yani Allah katında manen murdar ve maddeten leş gibi bir iş olarak gözüküyor; tiksinmelisiniz!
BAHAEDDİN SAĞLAM

0 yorum:

Yorum Gönder

HAŞİYE

Hovardalık günlerimin sonunda daha fazla hayaller içerisine gömülür, pişmanlık, gözyaşları, lanetler ve sevinçlerle dolardı yüreğim. Bazı zamanlar, bu sarhoşluk ve her yanımı kuşatan mutluluk, bana kendimle alay etmeyi unuttururdu. Neredeyse damarlarımda dolaşırdı umut, inanç ve sevgi. O zamanlar dışarıdan gelecek bir mucizeyle önümdeki her şeyin ferahlayacağına, iyi, güzel ve kusursuz bir çalışma ufkunun beni beklediğine inanırdım. Yeraltından Notlar -Dostoyevski

CIRCA LUMINA

It seems to me that we must make a distinction between what is "objective" and what is "measurable" in discussing the question of physical reality, according to quantum mechanics.The state-vector of a system is, indeed, not measurable, in the sense that one cannot ascertain, by experiments performed on the system, precisely (up to proportionality) what the state is; but the state-vector does seem to be (again up to proportionality) a completely objective property of the system, being completely characterized by the results it must give to experiments that one might perform.

Roger Penrose- The Emperor's New Mind